28 Ocak 2013 Pazartesi

Analiz

Bir ay sonra hiç okunmayan bloğuma bir yazı daha yazmaya karar verdim.Okunmaması aslında iyi bir şey.Bana kendi kendime saçmalama fırsatı tanıyor.Buda birazda olsa insanı rahatlatıyor.Hayat son zamanlarda çok inişli çıkışlı.Bitmek bilmeyen gelecek planları ve gelemeyen gelecek günler.Birde kadınlar konusu var tam bir umutsuzluk abidesi.Türk kızı ne ister hiç bir zaman anlayamadım.

Çok ilgi gösterirsen bunalır
Az ilgi gösterirsen daralır
Orta derece ( nasıl ayarlıyacaksan ) ilgi göstersen trip atar.

Birde ben uzun ilişki istemiyorum hatunları var ki onların ne bok olduğunu daha anlayabilen yok.Kısacası Türkiye'de hatun meselesi biraz piyango işi gibi.Hal böyle olunca bizim durum vermeyince mabud neylesin Mahmut'tan öteye gitmiyor.

Yaşamın Özeti

İnsanların, kendileri gibi oldukları yer ve zamanlar vardı.Benim için bu söz yalnız kaldığım zamanlar ve sessizliği ifade ediyordu.Duymak istediğim tek ses yağmurun sesiydi.Bu soğuk havada soğuk yüzlere bakmaktan yorulmuştum.İnsanın yüzüne gülen, hiç bir işe yaramayan, yaşamayı dahi hak etmeyen, iğrendirici asalaklar ile yaşamak en büyük ceza olmalıydı.Nefret doluydum.En çokta kendimden nefret ediyordum.Bu sahte topluluk içinde, sahte tavırlar sergilemek ve yavşakça bir yaşam sergilemek zorundaydım.

Her sabah okula gitmek ya da olağan monoton işleri yapmak, insanlar bunun için vardı adeta.Birbirimizin kuyusunu kazarak, çıkar ilişkileri ile yükselip, alçalıyorduk.

2 Aralık 2012 Pazar

Ey İnsanlar

Gelecek için plan yapmamak mümkün mü acaba ? Bu soruyu kendime ne zaman sorsam cevabım yanında yeni bir soru daha getiriyor.Ne kadar özgürüz ? Hayatımızın son yıllarını iyi geçirebilmek için gençlik yıllarımızı  feda etmemiz şart mı ? Neden ''ah nerede benim gençliğim ? '' diyeceğimiz işlerde çalışmak zorunda kalırız ki ? Her insanın hayalindeki gibi bende isterim, büyük ikramiyeyi kazanmak...İnsan böyle soruları ne zaman düşünmeye başlasa bir umutsuzluk kaplıyor içini.Milyarlarca insan arasında yalnızlığı tadıyor.

Barmen, gene gülümsüyordu ; sanırım bir kadeh daha almanın vakti gelmişti.Alkol, yeryüzündeki en büyük icat olsa gerek yoksa nasıl katlanılabilirdi bu dünyaya ? Kadınları yaratmakta tanrının en akıllı ve aynı zamanda en salakça fikriydi.Ne istediğini bilmeyen bu yaratıklar, hangi dönemde yaşarsa yaşasınlar hep sorun çıkarmışlardı.Tanrının oyunu olsa gerek hiç bir dönemde yaşanmazdı eğer kadınlar olmasaydı.

Cümlelerim bazen çok anlamsız tıpkı yaşadığım hayat gibi.Nefes almak ve vermek döngüsüyle dolu lanet bir yaşam.Sürekli uzak bir yerlere gitmek istiyorum içimden, durmadan yürümek.

14 Kasım 2012 Çarşamba

Önsöz

Küçükken öğretmenlerim hep aynı şeyi söylerdi.Bir günlük tut ve kendindeki değişimi izle.Hiç bir zaman günlük tutabilecek seviyeye gelemedim.Günlük monoton işlerden hayatım boyunca hep kaçtım.İtici geliyorlardı fakat yaşamak için kaçınılmazdı.


Son günlerde alkol, kadın, yalnızlık üçlemesi beni yazmaya yöneltti.Bu amaçla kurduğum blog da umarım gelişme kaydederim deyip sözü arkadaşlarıma bırakıyorum :)

Aslında bu yazıyı yazarken bunu sadece kendimin okuyacağının bilincindeyim.Muhtemelen bir ilerleme kaydedemeyeceğim, sıkılıp bırakacağım.Buna rağmen yazmayı hala sürdürüyor isem bende gerçekten bir problem var demektir.


Kahraman Tazeoğlu, Murat M., Özdemir Asaf, Cemal Süreyya gibi ünlü yazarlardan yer yer alıntılar ile karşınızda olacağım :)